Su Savaşları
- 12.03.2020
- 0
Su, insanların neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşıladığı ve buna ihtiyaç duyduğu kaynağa su adı verilmektedir. Su günümüz dünyasında medeniyetlerin gelişmesinde, sanayi alanında ilerlemesinde ve ihtiyaç olarak kullanılmasında büyük önem arz etmektedir. Dünya genelinde yaklaşık olarak 850 milyon insan su kaynaklarının bulunmasında oldukça zorlanmaktadır. Kuraklığın olduğu ülkelerde, su ihtiyacının ne kadar gerekli bir olgu olduğunu görmekteyiz. Eski yıllardan beridir süre gelen su kıtlığı ve su sorunları ülkeler içerisinde sorunlara ve çatışmalara yol açmaktadır. Ülkelerin su kaynakları bakımından yeterince zengin olmaması durumunda, hem ülke içerisinde hem de dünya genelinde su savaşlarının çıkmasına neden olabilmektedir.
Su savaşları, su kıtlığı çeken ülkelerde meydana gelen çatışmalara ve ülke dışına da yansımasına denir. Su savaşları yüzyıllardan beridir. Süre gelen bir olaydır. 1992 yılında BM’ in yapmış olduğu konferansta ileriki dönemlerde suyun öneminin ortaya çıkması ile beraber birçok su savaşlarının da ortaya çıkacağını ve buna bağlı olarak da dünya savaşlarının da ortaya çıkabileceğinden bahsetmişlerdir. Özellikle son yıllardan beridir Afrika ülkelerinde meydana gelen su kıtlığı ile beraber insanlar susuzluktan çoğu insanın yaşamını kaybetmesine neden olmuştur. Su kıtlığı ile beraber ortaya çıkan salgın hastalıkların ve virüslerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Su kıtlığı, sadece insanlar üzerinde de etkili olmamaktadır. Bölgede yaşayan hayvanların ve bitkilerinde aynı şekilde suya ihtiyacı vardır. Su kıtlığından dolayı hayvan nesillerinin tehlikeye girmesi büyük sorun teşkil etmektedir. Su kaynaklarının azalması ile beraber kurak olan bölgelerde yaşayan hayvanların da öldürülmesi sorunun ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz günlerde su kaynaklarının azalması ile beraber ortaya çıkan kuraklığın oluşturmuş olduğu sıkıntılar ile beraber orman yangınlarının ortaya çıkmasına ve milyonlarca hayvanın telef olmasına yol açmıştır. O ülkelerden biri olan Avusturalya’ da yaklaşık olarak 500 milyon canlının ölmesine neden olmakla beraber 5 milyon hektarlık alan yanıp kül olmuştur. Bununla beraber yaklaşık olarak 10 bin devenin de su kaynakları yüzünden öldürüldüğünü görmekteyiz. Su kıtlığının meydana gelmesinin en büyük nedenlerinden biri tarım alanlarında aşırı su kullanımıdır. Su kullanımının verimli bir şekilde kullanılmaması hem su kaynaklarının azalmasına hem de tarım alanlarında bozulmalara neden olabilmektedir. Su kıtlığı kalıcı hasarlar meydana vermektedir. Kuraklığın kalıcı olması ile beraber verimli alanlarda yapılan çalışmaların azalması ve toprağın içerisinde bulunan humus seviyesinin azalmasına neden olmaktadır.
Su Kaynaklarının Azalmasının Nedenleri;
- Sanayi alanında kullanılan su kaynaklarının verimsiz bir şekilde kullanılması
- Evlerde kullanılan suların tasarruflu kullanılmaması
- Tarım alanlarında kullanılan su kaynaklarının tarım ürününe göre kullanılmaması
- Devletin su sorunları karşısında yeterli önlemleri almaması
- Atık suların yeniden kullanılması için geri dönüşüm işlemlerinin yapılmaması
- Atık su arıtma tesislerinin yeterince olmaması ve işlev görmemesi
Su Kaynaklarının Azalmasının Sonuçları;
- Su kıtlığının ortaya çıkması
- Su savaşlarının ortaya çıkması
- Çeşitli hastalıkların ve virüslerin ortaya çıkması
- Kuraklığın ortaya çıkması
- Kuraklık ile beraber canlıların yaşamlarını sürdürememeleri
- Kuraklık ile beraber orman yangınlarının artması
Su Kaynaklarının Azalmasını Önlemek İçin Alınacak Tedbirler;
- Atık suların, arıtma tesislerinde geri dönüşüme kazandırılması
- Evlerde kullanılan suların tasarruflu kullanılması
- Tarım alanlarında damlama sisteminin kullanılması
- Fidan dikiminin artması
- Ağaçların bilinçsiz kesilmesinin önlenmesi
Sosyal ve ekonomik faaliyetlerin daha düzenli bir şekilde işlemesi için su kaynaklarının tasarruflu bir şekilde kullanılması ülke ekonomisine büyük katkı sağlamış olacaktır. Su kıtlığını önlemek için yapılacak olan çalışmalar sadece kendi ülkemiz için değil aynı zamanda diğer ülkelerinde su kaynakları kullanımı bakımından daha verimli kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Bunun sonucunda küresel ısınmanın da etkileri azalmış olacaktır ve dünya genelinde su kıtlığı yüzünden çıkacak ya da çıkabilecek olan çatışmaların ve sorunların önüne geçilmiş olacaktır.